18 Ekim 2008 Cumartesi

AKP İstanbul belediyelerinde kalanlar ve gidenler


İstanbul'da kıran kırana bir yerel seçim yarışı olacak. Peki, AK Parti İstanbul seçimlerine nasıl hazırlanıyor?

Bir yanda iktidardaki AK Parti, bir yanda 5 büyük merkez ilçedeki "kaleleri" yle CHP, bir yanda Mustafa Sarıgül'le seçime girecek DSP var ve elbette MHP ve DP de mücadelenin içinde olacak.

İstanbul'daki bu yarışın favorisi hiç tartışmasız AK Parti.

Peki, AK Parti İstanbul seçimlerine nasıl hazırlanıyor?

İlginçtir, yerel seçim sathına girilmesine rağmen AK Parti'de adaylık açısından ciddi bir hareketlilik yok.
Aday adayı olabileceğini söyleyenlerin sayısı da bu dönem çok az. Oysa 28 Mart 2004 seçimlerini hatırlıyorum, bir belediye başkanlığı için en az 10 kişinin adı geçiyordu.

Bu sonuçta parti içi dayanışmanın rolü olduğu kadar, sistemin oturmasının da etkisi var. Herkes hakkına düşenle yetiniyor.

Ayrıca hangi belediye başkanın gidip, hangisinin kalacağı da bilinmiyor. Erken ortaya çıkanın elindeki "bulgur" dan olma ihtimali de bir hayli yüksek.

Tabii en önemlisi de adaylık konusunda tek karar mercisinin Başbakan Tayyip Erdoğan olması.
Peki, bu bilinmezlikler arasında AK Parti'de kim kalacak, kim gidecek, yeni yüzler olacak mı?

Kulislere yansıyanları kısaca anlatalım...

Yerlerini koruyacak olanlar:
İlk sırada tabii ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş geliyor.
Onu ilçelerde Küçükçekmece-Aziz Yeniay, Beyoğlu-Ahmet Misbah Demircan, Fatih-Mustafa Demir, Maltepe-Fikri Köse, Ümraniye-Hasan Can, Zeytinburnu-Murat Aydın, Adalar-Coşkun Özden ve Esenyurt-Necmi Kadıoğlu izliyor.
AK Parti'de durumu belirsiz iki isim var. Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya ve Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge. İkisi de başarılı ama üçüncü dönem olduğu için devam edip etmeyecekleri yukarının tavrına bağlı.

Gitme ihtimali olanlar:
Eyüp-Ahmet Genç, Esenler-Mehmet Öcalan, Beykoz-Muharrem Ergin, Üsküdar-Mehmet Çakır, Kartal-Arif Dağlar ve Beylikdüzü-Vehbi Orakçı.

Yeni yüzler:
Yeni yüzler arasında bilinen de var bilinmeyen de.

Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım ve Spor AŞ Genel Müdürü Göksel Gümüşdağ'ın adı yeni ilçe olan Başakşehir Belediye Başkanlığı için geçiyor.

Yeni ilçe olan Çekmeköy için en güçlü isim Ahmet Poyraz.

Sancaktepe'de ise şu an Samandıra Belediye Başkanı olan ve başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Yusuf Büyük ön planda. Nedeni de sadece hizmet değil, Büyük'ün aynı zamanda bölgesinden ciddi oy alabilen etkili bir isim olması.
AK Parti, en büyük sorunu İstanbul'un 4 büyük ilçesi, Kadıköy, Şişli, Beşiktaş ve Bakırköy'de yaşıyor, yaşayacak...
Bu bölgelerde henüz netleşen isim yok ama eski TİM Başkanı Oğuz Satıcı gibi tanınan isimlerin adı geçiyor.

Kendisiyle kavga eden parti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde muhalefetteki CHP'de son dönemlerde farklı sesler çıkıyor.
Gazetelere de yansıdı, kulislerde de uzun zamandır konuşuluyor, CHP İstanbul grubunda adı konmamış bir kavga var.

Hedefte ise CHP Grup Başkan Vekili Kemal Akar ve beraber hareket ettiği meclis grubu... Garip ama gerçek; bir kısım CHP'li kendi grubuna adeta savaş açmış durumda.

Daha önce de yazdım, kavgacı değil diyaloga dayalı ve projeler üzerinden siyaset yapılmasını savunuyor eski sendikacı Kemal Akar.

Kim bilir belki de onun bu tercihi uzun yıllar DİSK yöneticisi olarak cezaevinde kalmasının bir sonucu. Ama pek işe yaradığı söylenemez.

Çünkü yerel siyasette de bazı siyasetçiler "gerilim üzerinden" siyasetin prim yapacağına inanıyor.
CHP İstanbul il yönetiminin, İstanbul'u kazanmak için yola çıktığı bir dönemde kendisini temsil eden bir kurumdaki gerilimi nasıl yöneteceği ilgiyle izleniyor.

Biz de izliyoruz.

Mahmut Övür'ün yazısı - SABAH

17 Ekim 2008 Cuma

Karayalçın Ankara Belediye Başkanı Adayı


SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, yerel seçimlerde CHP'nin listesinden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, yerel seçimlerde CHP'nin listesinden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın önceki gün CHP lideri Deniz Baykal ile görüşmüş ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığı sinyali vermişti.

İHA

ithal aday Karayalçın Chp yi karıştırdı


CHP, başkent Ankara’da ithal büyükşehir belediye başkanı adayı gösterince parti içinde huzursuzluklar çıktı. Peki, kimler istifanın eşiğinde? İşte ayrıntılar.

Baykal ve arkadaşlarının her zaman “Atatürk’ün partisiyiz” diye övündüğü CHP, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da yerel seçimler için Büyükşehir Belediye Başkanlığına bir ‘ithal’ aday gösterince, parti içinde tartışmaların başladığı ve birçok önemli isimlerin istifanın eşiğinde olduğu öğrenildi.

ÖNDER SAV’DA İSTİFA EDEBİLİR

Daha önce CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın “ Partimize ihanet edip gidenler, bir daha bu kapıdan içeri giremez” dediği SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın, yeniden CHP çatısı altında olması Ankara il teşkilatını ve Büyükşehir Belediye Başkanlığında adaylık bekleyen Ankara milletvekili Yılmaz Ateş ve arkadaşlarını şoka uğrattı.

Parti tüzüğünde de değişiklik isteyen Yılmaz Ateş, Büyükşehir belediye başkanlığı adaylığı beklerken Karayalçın’ın aday gösterilmesine “içerlediği” ifade edildi. Bu “ Süreç” te Karyalçın adaylığında ısrar edildiği takdirde Yılmaz Ateş'in Ankara İl ve bazı Anakent ilçe teşkilatlarının yanı sıra, Önder Sav’ın da, tepki için istifa edeceği iddia ediliyor.

Murat Karayalçın’ın CHP’den aday gösterilmesinin CHP’nin “bitişinin altına" parti yönetimi tarafından imza atıldığına dikkat çeken CHP’nin bir Ankara milletvekili, olabilecek diğer şeyleri şöyle anlattı:

“ Gökçek haklı çıktı ve çıkacak. Karayalçın seçimi kaybettiği takdirde CHP’nin oylarından fazla oy aldığını ileri sürerek Baykal’ın koltuğuna talip olacak. CHP, içinden aday göstermeyecek kadar güçsüz mü? Aday göstersin, kazanılmasa da mesele değil. Ama ithal bir aday ile teşkilatlarla birlikte bölge milletvekilleri resmen yok sayılmıştır. Eğer Karyalçın aday gösterilir ise CHP artık ne DTP’yi ne de PKK’yı eleştirme hakkı bile bulamaz.”

millitaraf.com

15 Ekim 2008 Çarşamba

Yerel seçimde AKP %50'yi geçer mi ?


Aziz Üstel'in köşe yazısından bir kesit

Genel seçimlerde AKP’nin yüzde 47 oy aldığını düşünmdüğümüzde, yerel seçimlerde yüzde elli oy alması kolay gibi gözüküyor..

Yerel seçimlerle genel seçimlerin dinamiği farklıdır; ama çok değil.

Farklı olan yanı, yerel seçimlerde, hele küçük kent ve yerleşim birimlerinde adayların kimliği, kişiliği, geçmişi ve geleceğe yönelik ne söz verdikleri çok önemlidir. Bi başka önemli konu, iktidarda hangi partinin olduğudur.

Seçmen iktidar partisinin adayına daha kolay oy verir, çünkü kentinin işi daha çabuk görülür... Ya da böyle var sayar. Pek çok kişinin hesaba katmadığı bi başka önemli öge, siyasi parti Genel Başkan’larıdır.

İktidarda altı yılını doldurmasına karşın, Tayyip Erdoğan, yapılan bütün anketlerde hala, uzak ara en güvenilen ya da beğenilen siyasi olarak birinci sıradaki yerini koruyor.

Şimdi bunları alt alta koyduğunuz zaman 2 bin 400 belediyenin büyük bir bölümünü AKP’nin alması gerekiyor..

Şimdi Tarhan Erdem’e kulak verelim dilerseniz. Son genel seçimlerde AKP’nin yüzde 47 oy alacağını söylediğinde ağır eleştirilere uğrayan Taha Erdem’e:

‘AKP’nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aldığı oy düşecek... DTP ya da bağımsızların oy oranındaysa belirgin bi artış olacak...’

Tabi Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatması bu görüntüyü değiştirebilir.

Başbakan, 22 Temmuz’da, gerek söylemleri ve gerekse yöre halkını kucaklaması sonucu oylarını arttırmıştı AKP’nin. Ancak DTP’nin ülke barajını geçemeyeceği belli olduğundan, bi çok kişi oyunu AKP’ye attı, ‘bağımsız aday nasılsa yeterli oy alamaz’ diye. Bu kez, kapatılmazsa, DTP parti olarak girecek yerel seçimlere...

Ancak, TBMM’de, AKP’nin tüm baskılara karşın OHAL yasasına ve Jandarma’nın kent içlerinde faaliyet göstermesine direnmesi, bu yörede çok olumlu karşılandı. Bu direncin devam etmesi gerek. ‘AKP, Osman Baydemir’le bile Diyarbakır’ı alamaz!’ diyor Erdem. ‘Çünkü orada sadece Baydemir’in kişiliğine oy verilmiyor; açıkca ben Kürt’üm diyen, bu siyasi kimliği taşıyan kişiye gidiyor oylar.’

Dahası yörede dinsel söylemlerle seçim kazanmak da pek mümkün değil: ‘Biz, hepimiz Mülümanız ayrımız gayrımız yok!’ söylemi pirim yapmayacaktır. Ama AKP, gerçekten Kürt kimliğine sahip çıkan, şiddete dur diyen, okullarda seçmeli Kürt’çe dersi isteyen, Kürtçe radyo ve TV’ye olumlu bakan, Kürt Enstütüsü’nün kurulmasından yana olan adaylarla seçimi alabilir bu yörelerde. Ancak bunların hiç biri şimdilik pek olası değil. En başta PKK bunların gerçekleşmesini istemiyor, bu yüzden de eylemlerini sürdürüyor.

Tarhan Erdem, İzmir’de CHP’nin seçimleri farklı kazanacağını söylerken İstanbul’da Topbaş’ın yeniden Başkanlık koltuğuna oturacağını belirtiyor. Burada da belirleyici unsur, Topbaş’tan çok Erdoğan! Ve tabi Nurettin Sözen’in hala unutulmayan ve ‘çok kötü’ olarak nitelendirilen başkanlık dönemi...

Daha seçimlere altı ay var. Ancak, AKP çok büyük hatalar yapmazsa oylarını arttıracak, hatta yüzde 50’nin de üstüne çıkabilecektir. Böyle bir sonuç AKP’lileri sevindireceği kadar CHP ve MHP’lileri de bir ‘durum değerlendirmesine’ yönlendirmelidir!

austel@stargazete.com

(Star)

Karayalçın adım adım CHP Ankara adaylıgına



CHP lideri Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile görüştü. Baykal, Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Balediye Başkanlığı adaylığı sinyali verdi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile görüştü. Baykal şu açıklamayı yaptı:

Ankara'da yeniş yönetime ihtiyaç var. Bizden de bu yönde talepler var. karayalçın'ın bu beraberlik ile ilgili girişimi bizat mevcut belediye başkanı ile bizzat başladı. Karayalçın2ın adaylığı bir telaş yarattı. Karayalçın ne gerekiyorsa yaparım, nerede durmam gerekiyorsa orda dururum dedi. Dün akşam evinden aradım. bugün genel merkezimizde bir çay içme devetinde bulundum. kabul wettiler. çok yerelı görüşme oldu. Karayalçın saygın bir siyaset anlayışını sürdürdü. Ankara'daki sorunlar Karayalçın belediyeciliği özlemini artırdı. Ankara'da çok ciddi sorunlar var. Modern bir belediyecilik anlayışına Ankara'nın ihtiyacı var. Karayalçın2ın bunu başaracağından emininm. Bu noktada neler yapabileceğimizn konuşmasını yaptık. önümüzdeki günlerde daha somut adımlar atacağız. Karayalçın'ın adaylığı ile ilgili süreç başlamıştır. Somut ve alçak gönüllü hedefler koyarak bu işe başlıyoruz. Şimdi işimiz Ankara'yı çözmektir. Kimseyi şaşırtmayacak açıklama yakında yapılacak. Sayın karayalçın yaşamsal bir karar alıyor. Bunu arkadaşlarıyla da paylaşmalıdır. Bizim kendi aramızda bir sorun yok. Ankara için birliktelik karşılıklı olarak ifade edilecek.

Murat Karayalçın da;

Çağrı üzerine görüşmeye geldim. Ankara'Yı ve yerl yönetim anlayışlını tartıştık. Çok yararlı bir görüşme oldu. Önümüzdeki günlerde daha somut görüşmeler olacaktır. Bu görüşmelere fırsat veren basına da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bu sefer ayrılık olmamalı. Bilgisiz, beceriksiz, yetersiz belediyecilerden Ankara kurtarılmalıdır. Ankara için bir birlikteliğin gerekli olduğu konusunda görüş bildirdik. Bu birliktelik öncelikle Ankara için gerçekleştirilecektir. Bu birliktelik diğer yerler için de gerekli olduğunu ifade ediyoruz.

HABER 7

Trabzon'da Ak Part mi, CHP mi?




Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir isimli eserinde “...şehirlerin de ruhu olduğunu” anlatmıştı. Şehirlerinde insanlar gibi kimlikleri ve ruhları var. Trabzon ruhu ve kimliği olan şehirlerimizden biri.

Uzunsokak’ta yürüdüğünüzde, sayıları azalmış olsa da bakırcılar çarşısında dolaştığınızda, demli bir çay içmek için Ganita Bahçesinde oturduğunuzda yada Boztepe’den şehri seyrettiğinizde Trabzon’da tarifsiz bir duygunun sizi kavradığını ve eşsiz bir mutluluk verdiğini hissedersiniz...

Hele Ayasofya’nın bahçesinde oturup “huzuru içinize çektiğinizde”, Trabzon’un ruhunu kısmen de olsa keşfetmişsiniz demektir. Trabzon, İstanbul’un küçük bir minyatürü gibidir.

Trabzonlu zor beğenir. Trabzonlu zor sahiplenir, kolay terk eder. Trabzon zor ve farklıdır, insanı daima şaşırtır. Tıpkı Karadeniz gibi... Onun için Trabzon’la ilgili değerlendirmelerde her zaman ihtiyatlı olmak gerekir.

Trabzon’un kimliğinde Karadeniz’in tesiri çok büyüktür. Hemen belirtelim ki Trabzonlu son dönemde yaşanan olaylarla anılmak istemiyor ve bu olayların şehri yanlış tanıttığını düşünüyor. Bu yıl Trabzonspor’un yakaladığı başarı şehirde gözle görülür bir heyecan yaratmış durumda. Şehir yeniden eski şaşalı günlerine dönmek istiyor.

Trabzon’da Seçimleri Kim Kazanacak?

Bu uzun girizgahtan sonra asıl konumuza yani yerel seçimlere geldiğimizde, Trabzon seçimleri 2009 yerel seçimlerinin en çekişmeli geçeceği illerinden biri. Hem CHP hem de AK Parti tarafının belediyeyi kazanmak için seçimlere hazırlandıkları görülürken, MHP’nin sürpriz peşinde olduğunu hemen belirtelim.

Trabzon’da seçime en hazır görünen partinin CHP olduğu görülüyor. CHP’nin adayı belli. Çalışmalarını şimdiden yavaş yavaş yürütüyor.

Trabzon’da CHP’yi ayrı, Volkan Canalioğlu ismini ayrı değerlendirmek gerekiyor.

Seçimin CHP ve AK Parti arasında geçeceği görülürken, AK Parti’nin aday arayışı devam ediyor. Daha doğrusu AK Parti’nin adayı sanki belli de bazı kaynaklar tarafından teyit ve akredite edilmesi bekleniyor. Bu sadece bizim analizimiz, yoksa herhangi bir istihbarata dayanmıyor.

Trabzon Seçimlerine Tarihten Bakmak

2009 yerel seçimleri 10’uncu yerel seçim olacak. İlk defa 1963 yılında yapılan tek dereceli belediye başkanlığı seçimini Trabzon’da CHP önde tamamlamış. 1968 seçimlerinde, 1963’te olduğu gibi yine CHP ve Suat Oyman kazanmış. 1973 ve 1977 seçimlerinde parti değişmemiş ama isim değişmiş. 1973’ten 1980’e kadar Sefer Ekşi Belediye Başkanlığı yapmış. 1980 sonrası dönemde ise CHP tekelinin kısmen de olsa kırıldığı ve şehrin sağ partiler tarafından yönetilmeye başlandığı görülüyor.

1984 seçimlerini Anavatan Partisinden, sosyal demokrat kökenli Orhan Karakullukçu kazanırken Karakullukçu’nun 1980 öncesinde CHP’den aday adayı olduğu ancak Sefer Ekşi karşısında kaybettiği dile getiriliyor. Şehre önemli hizmetler yapmasına rağmen Trabzonlu Karakullukçu’yu yeniden başkan seçmedi. 1989 seçimlerini SHP’den Atay Aktuğ kazanırken 1994 seçimleri tam bir meydan muharebesine dönüyordu.

Uzun yıllar sosyal demokratlar tarafından yönetilen Trabzon radikal bir karar verip 1994’te RP’den Asım Aykan’ı ‘şehr emini’ yapıyordu. Bu tarihte Milli görüşün Trabzon’u kazanması Ankara ve İstanbul’u kazanması kadar sükse yapıyordu. 1999’da Asım Aykan’la bir dönem daha devam diyen şehir, 2004’te Tayyip Erdoğan’a dur diyor ve CHP adayı Volkan Canalioğlu’nu başkan yapıyordu.

2004 Seçimlerinde Ne Oldu?

2004 Yerel seçimlerinde CHP 26 bin 612, AK Parti ise 26bin 240 oy alıyordu. Arada sadece 372 (üç yüz yetmiş iki) gibi küçük bir fark vardı. 2004 seçimlerinde Saadet Partisi’nin sevilen adayı Mahmut Çizmeci’nin 10 bin 152 oy aldığını ve AK Parti oylarını önemli ölçüde böldüğünü belirtelim.

CHP karşısına bir blok olarak çıkamayan AK Parti seçim sürecini iyi yönetemeyerek CHP’ye kaybediyordu. Daha doğrusu tam bir ‘iletişim sihirbazı’ olan Volkan Canalioğlu seçimi kazanıyordu.

Volkan Canalioğlu 1999 yerel seçimlerinde 4 bin 659 olan CHP’nin oyunu bir sonraki seçimde neredeyse yedi katına (26 bin 612) çıkarıyordu. Trabzon’da yapılan tüm düğünlerin, sünnet törenlerinin, cenazelerin, açılışların vazgeçilmez ismi olan Canalioğlu tüm stratejisini halkla ilişkiler üzerine bina etmiş durumda. Bu strateji ona yeniden başkanlığı kazandıracak mı bilinmez ama başkana karşı şehirde ciddi ve derin bir muhalefetin olduğu da görülüyor.

2004 seçimlerinde AK Parti adayı Mazhar Yıldırımhan, Saadet Partisi adayı Mahmut Çizmeci arasındaki rekabetten kıl payı sıyrılan Canalioğlu, bu seçimde de AK Parti oylarının bölünmesini bekliyor. Ankara’da Melih Gökçek’in yaptığının tersini yapan Başkan bu stratejisinde başarıya ulaştı. 2004 seçimlerinde AK Parti’nin Osman Abanoz, Arif Korkmaz ve Mazhar Yıldırımhan arasında tercihini son anda yapması partide ciddi sorunların yaşanmasına ve Canalioğlu’nun avantajlı bir konuma gelmesine neden oldu.

2007 seçimlerinde Trabzon merkezde AK Parti 46 bin 459, CHP ise 19 bin 39 oy aldı. AK Parti’nin oy oranı % 49.8, CHP’nin oy oranı % 20.4’tü. Rakamlar analiz edildiğinde AK Parti’nin önümüzdeki seçimi kazandığı ve Canalioğlu’nun ‘şapkadan tavşan çıkarması’ gerektiği görülüyor. Fakat hiç kimse bunu söyleyemiyor. Çünkü burası Trabzon, başta dediğimiz gibi burası farklı ve hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değil.

Volkan Canalioğlu Fenomeni!

Yediden yetmişe tüm Trabzonlular’ın sevdiği bir isim olan Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu ismi, partisinin önüne geçmiş durumda. Ona sebep Canalioğlu da partiden daha farklı bir duruş sergiliyor ve il yönetimine karşı daima bir mesafe koyuyor. İl Başkanı Necip Yıldız’la ‘imamlar konusunda’ yaşadıkları son polemik bile Canalioğlu’nun nasıl bir ince siyaset yürüttüğünü gösteriyor.

Trabzonluların iki abisinden biri olan Volkan Canalioğlu -diğerini siz tahmin edin- bu seçimlerde yeniden aday. Şimdilik CHP içinde kimse karşısına rakip olarak çıkmadı. Canalioğlu CHP Genel Merkezi tarafından da sevilen ve tutulan bir başkan...

Trabzon’da ‘Volkan Abi’ ismi tam bir fenomene dönüşmüş durumda. Rakipleri onu açıkça eleştirmekten çekiniyor ve temkinli bir dil kullanıyorlar.

Trabzonspor’un maçlarına sırtına formasını geçirip tribünde gençlerin arasında seyreden Canalioğlu makam aracıyla giderken arabasını sağda durdurup Faroz’daki kahveye girip hal hatır sorabiliyor. Başkan’ın şehirde dolaşırken eli sürekli dışarıda ve halka selam veriyor. Seçmenin gönlünü feth etmenin yollarını iyi bilen başkan halkın bu sevgisini yeniden oya tahvil edebilecek mi henüz bilinmiyor.

Başkana Yöneltilen Eleştiriler

Belediyeciliğinden daha çok halkla kurduğu sempatiyle gündemde kalan Canalioğlu’nun, geçen 5 yıl boyunca Uzun Sokak’ın trafiğe kapatılması dışında hiçbir prestij projeye imza atmadığı öne sürülüyor. Özellikle sahil bandında yaşanan çöp sorunu, kaosa dönüşen trafik, yürüyüş yolu sorunlarıyla atık sorununun çözülememiş olması başkanın başını ağrıtacak sorunlardan bazıları.

Başkan’ın trafik sorununu çözmek için çok önem verdiği ‘raylı sistem’ konusunda da ciddi eleştiriler getiriliyor.

Başkan’a yöneltilen eleştirilen başında projelerini beş yıl boyunca bekletip bunları son anda gündeme taşıması geliyor. Yurt dışında bulup telefonla görüştüğümüz Başkan bu eleştirilere ‘seçildikleri günden itibaren bir plan ve program dahilinde projelerini tek tek gerçekleştirmeye çalıştıklarını’ cevabını veriyor. Başkan özellikle ‘bürokrasinin yavaşlığından ve bürokratik engellerden’ şikayet ediyor.

Başkan ‘göreve geldikleri ilk günden bu yana belediyeyi birlik beraberlik içinde sevgi içinde yönettiklerini kaynakları rantabl biçimde kullandıklarını’ ifade ediyor.

Belediyenin ‘memur zihniyetiyle yönetilmesi ve başkanın dört buçuk yılda hiçbir büyük projeye imza atamaması’ eleştirilerin ana fikrini oluşturuyor. Başkan ‘yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla’ tenkit ediliyor. Canalioğlu halk tarafından sevilirken, kanaat önderleri düzeyinde bu nispette bir desteğe sahip görünmüyor.

Trabzon’da, Belediye’nin icraatlarıyla, hükümetin icraatlarının paylaşılmasında sorunlar var ve bu bitmeyen bir tartışmaya neden oluyor.



Bir sonraki yazıda Trabzon’un AK Parti Cephesini ve AK Parti’nin aday adaylarını ele alacağız. AK Parti’nin 2004’te 372 oyla kaybettiği seçimlerin rövanşını alıp alamayacağını ve temel stratejisini tartışacağız...



NOT: Van yazımızdan sonra Belediye Başkanı Burhan Yenigün aradı ve yaptıkları hizmetleri uzun uzun anlattı. Yazının bütünlüğü içerisinde belirttiğimiz hizmetlerinin yeterince açık olmadığını belirten Yenigün, son dört buçuk yılda yapılan hizmetlerin Cumhuriyet tarihi boyunca Van’a yapılmadığını, şehrin elli yıllık alt yapı sorununu çözdüklerini özellikle ifade etti. Sorumlu yayıncılık gereği buradan bir kez daha duyuralım.


Hüseyin YAYMAN / Haber 7
huseyinyayman@gmail.com

14 Ekim 2008 Salı



22 Temmuz seçimlerinde tutan tahmini ile adından söz ettiren Tarhan Erdem, yerel seçimlere yönelik önemli öngörülerde bulundu. Erdem'in tahminleri:

Tarhan Erdem Tempo dergisinin son sayısında yerel seçimlere yönelik önemli açıklamalarda bulundu: "14 ay önce yüzde 47 ile iktidara gelmiş bir partinin, yerel seçimlerde yüzde 50’nin üzerinde oy alması sürpriz sayılmamalı. Dolayısıyla 29 Mart akşamı, sayısı 2 bin 400 civarında olan belediye başkanlığının önemli kısmını AKP’li adayların kazanmasına hazırlıklı olmalıyız."

22 Temmuz seçiminin Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) başka bir galibi daha vardı Tarhan Erdem. Seçimden önce Erdem’in şirketi Konda’nın araştırmasında ‘AKP'nin gümbür gümbür’ geleceği ortaya koyulunca itiraz edenler oldu. Ancak sonuç şöyleydi: “Hepimiz uzaylıyız.” Yüzde 47 ile iktidara oturan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Hedefimiz yerel seçimler” dedi. Üzerinden 14 ay geçti. Partiler yerel seçim hazırlıklarını harlı bir ateşe aldı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski genel sekreteri, araştırmacı ve Radikal gazetesi köşe yazarı Tarhan Erdem ile siyasi müneccimlik yapmadan, geçmişteki araştırmaları kulağa küpe yaparak, yerel seçimin karnesini konuştuk.

UFUKTA AKP VAR AMA..

Türkiye geneline AKP hâkim. Ama AKP’nin genel seçimlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aldığı oy düşecek. 22 Temmuz’daki tablo bozulacak. DTP’nin Güneydoğu’daki oylarında bariz bir çoğalma olacak. Bu yerel seçim öngörüsü Tarhan Erdem’e ait. Erdem, “Yerel seçimlerde Kürtlerin kulakları, Başbakan’ın söyleyeceklerine eskisi kadar açık olmayacak” diyor

Yerel seçimlerde, seçmenin oy inisiyatifini en çok ne belirler?

Adayın partisinin yanında iki önemli etken vardır. Biri, belediye başkanı adayının kişiliği, deneyimi yani niteliği yanlış aday seçimi, partisinin oyunu etkiler. İkinci etken, belediye seçimlerinde iktidar partisinin sahip olduğu avantajdır. Özellikle küçük yerlerde halk genellikle, “İktidarın adayını seçelim” der.

O halde bu mantıkla, yerel seçimlerde ufukta AKP mi var yine?

14 ay önce yüzde 47 ile iktidara gelmiş bir partinin, yerel seçimlerde yüzde 50’nin üzerinde oy alması sürpriz sayılmamalı. Dolayısıyla 29 Mart akşamı, sayısı 2 bin 400 civarında olan belediye başkanlığının önemli kısmını AKP’li adayların kazanmasına hazırlıklı olmalıyız. Fakat burada önemli bir ‘ama’ var.

AKP'NİN GÜNEYDOĞU'DA OYU DÜŞECEK

Nedir o?

AKP’nin genel seçimlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aldığı oy düşecek. Yani 22 Temmuz’daki tablo bozulacak. Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP), yani bağımsızların Güneydoğu’daki oylarında bariz bir çoğalma olacak. Kürtler açısından mesele net: AKP, bölgede 22 Temmuz’da aldığı oranlardan düşük oranda oy almalıdır. Tabii DTP’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması bu beklentiyi değiştirebilir.

Şimdi, “Tarhan Erdem, bu kez de Kürtler için mi araştırma yapmış?” diyenler olacak.

Bu tahmini bir araştırmaya dayanarak söylemiyorum. Siyasi müneccimlik de yapmıyorum. Ancak görünen köy, kılavuz da istemiyor. Bölgeye gidip havayı kokladığınız zaman bunu anlıyorsunuz.

KÜRTLER AKP'YE GÜLE GÜLE DİYECEK

22 Temmuz’da Erdoğan’a evlerini açan Kürtler, neden AKP’ye, “Güle güle” diyecek?

Kürtler, 22 Temmuz’da Erdoğan’a tam olarak, “Haydi gel, evimize gir” demedi. Olan şuydu: Baraj nedeniyle, DTP parti olarak seçime girmedi, bağımsız adaylarla Meclis’e girmeyi denedi. Yalnız bağımsızların nereden kaç milletvekili kazanacağını hesaplayarak aday göstermenin riski vardı bu teknik nedenle, bağımsızlar dışındaki partiler için kendiliğinden yer ayrılmış oldu. Bu teknik durumla, Başbakan’ın çıkışlarının Kürtler üzerinde yarattığı olumlu hava birleşti. Kürtler, ‘bir şey’lerin değişeceğini umutla beklediler. “Bu adamı deneyelim. Biraz daha sabredelim” dediler ve Erdoğan’a oy verdiler. AKP ne yaptı? Sadece Nâzım Ekren’i gönderdi bölgeye doğru bir adımdı, ama yeterli değildi. Söylemekten dilimizde tüy biten işler yine yapılmadı.

Şu nakarat mı? “İdari reform, ekonomik iyileşme ve eğitim.”
Nakarat değil, şarkının aslı.

Kürt sorununun geldiği nokta, yerel seçimlerde ortaya çıkar mı?

Kürt sorunu, TBMM’nin meselesidir. Benim Kürt sorunu ya da “Kapana sıkışanlar” dediğim konu, Türkler ile birlikte Türkiye’de yaşamak isteyen insanların meselesidir. Konu şudur: Ben federasyon veya başka şeyler isteyenlerle meşgul değilim. Birlikte yaşamaya kararlı olan, birlikte yaşamaya kararlı olduğumuz insanları düşünmeliyiz. Eğer bu sorunu çözmezsek, bizimle birlikte yaşamak isteyenlerin sayısını azaltırız, yıllardan beri yaptığımız budur. Gelelim sorunuza, Doğu’da ve Güneydoğu’da DTP veya bağımsızların, AKP’yi 22 Temmuz performansının altına çekebilmesi ile ortaya çıkan resim şu olacak: Kürtler AKP’ye, “DTP’nin kapatılmasına iktidar partisi olarak hiçbir şey söylemediniz, ama kendinizle ilgili olduğunda dünyayı yerinden kaldırdınız. Sen, kendine demokratsın, benim partimin hakkını niye savunmadın?” diyecektir.

AKP BAYDEMİR'LE BİLE DİYARBAKIR'I ALAMAZ

Bir varsayım: Osman Baydemir, AKP’nin adayı olsa?

Seçimi kazanamaz. Çünkü orada sadece Baydemir’in kişiliğine oy verilmiyor açıkça “Ben Kürt’üm” diyen siyaseti taşıyan insana oy veriliyor. Bakınız, Cumhuriyet tarihinde TBMM’de aslen Kürt olan milletvekili sayısı genelde halk içindeki Kürt oranından daha fazla olmuştur. Ama bu, Kürtlerin temsil edildiği manasına gelmez.

Ne anlama gelir?

Her kapı açıktır, ama “Ben Kürt’üm” diye siyaset yapanlara değildir.

Ama tam burada hatırlatmak gerek: Erdoğan da Kürtlerin kalplerinin kapısını, “Ben de sizdenim” diyerek aralamıştı.
Evet. Kürtler de Erdoğan’a o nedenle oy verdi. Ama Kürt seçmenin kulaklarının şimdi, Erdoğan’ın söyleyeceklerine eskisi kadar açık olduğunu sanmıyorum.

Sayın Başbakan şimdi size, “Daha ortada seçim sonucu yok. Doğmamış çocuğa don biçiyorlar” derse?

Başbakan özgürlükleri Almanya’da başka, Türkiye’de başka tanımlayacak değil ya! Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türkler için istediklerini, Türkiye’deki Kürtlere vermediği için oyu düşecek. Fakat şu da var: Eğer bölgedeki belediye başkanı ve belediye meclisi adaylarını ‘doğru’ seçerse, AKP’nin Doğu ve Güneydoğu’daki oy oranının en azından trajik bir biçimde düşmesini önleyebilir.

DİNİN ETKİSİ AZALACAK

Doğu bölgelerinde dini refleksleri ‘daha hızlı’ adaylar, AKP için ‘doğru’ olur mu?

Kürtlerin arasında Şafi ve Aleviler de var. O nedenle AKP, Kürtlerin kapısını çalarken, mezhebe değinmeden, “Hepimiz Müslüman’ız, ayrımız gayrımız yok” diyerek politika geliştiriyor. Oysa ben, önümüzdeki yerel seçimlerde bu politikanın fazla etkin olmasını beklemiyorum. DTP ‘yanlış isimleri’ aday gösterir, AKP ‘doğru Kürt’ adaylar çıkarırsa, o etkili olabilir.

İZMİR YİNE CHP

Yerel seçimlerden bahsediyoruz. Milliyetçi Halk Partisi’nin (MHP) ya da CHP’nin adını anmadık daha. MHP ve CHP görünmez mi olacak?

Bu konuları konuşurken, bütün ülkede geçen seçimlerden sonra belirgin biçimde artan kutuplaşmanın etkilerini göz ardı etmemeliyiz. Örneğin İzmir bunun bariz biçimde görüldüğü yerlerden biridir. CHP’li başkanın başarısı, kutuplaşmanın desteğiyle birleşerek, İzmir’de CHP’yi açık ara kazandıracaktır. Eğer CHP çok büyük bir hata yapmazsa, İzmir’i alır, AKP’nin İzmir’i alma ihtimali çok az.

TOPBAŞ YENİLMEZ

İsterseniz spekülasyon yapalım MHP, az farkı kapatıp iktidardan Osmaniye Belediye Başkanlığı’nı alabilir mi?

Bilmiyorum. Mustafa Sarıgül, Demokratik Sol Parti’den (DSP) aday olursa, Şişli’de kalır. Kadir Topbaş’ın yenilmesi çok zor! Bunların dışındakiler gözü kara kumarcılık olur. Ancak Doğu ve Güneydoğu dışında, 29 Mart akşamı, son günlerde “AKP’nin oyu çok düşecek” diyenler korkarım üzüleceklerdir. AKP, son aylarda yaptığından çok daha fazla hata yaparsa başka tabii. Unutmayalım, daha altı ay var, seçmenimizin eğilimleri lider hatalarının da yardımıyla, önümüzdeki altı ayda değişebilir.


Kaynak : Tempo dergisi

12 Ekim 2008 Pazar

Gökçek'e göre Ankara'da son Anket sonuçları



Melih Gökçek, ''Karayalçın'ın CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağını ısrarla söylüyorum'' dedi, yaptırdığı anket sonuçlarını açıkladı.

Gökçek, Büyükşehir Belediyesi Basın Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, ''SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın, CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmayacağına ilişkin yaptığı açıklamayı nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine, kendisinin buna inanmadığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ciddi sıkıntı içinde olduğunu savunan Gökçek, ''Karayalçın'ın, CHP'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağını ısrarla söylüyor ve inanıyorum. Sayın Baykal kendi makamında tutuşmuş ve çok ciddi bir sıkıntı içindedir. Yerel seçimlerde az oy alınırsa CHP'nin başında kalma şansı çok düşüktür'' diye konuştu. Karayalçın'ın geçen dönemdeki yerel seçimlerde yüzde 20, CHP'den aday olan Yılmaz Ateş'in ise yüzde 12 oy aldığını hatırlatan Melih Gökçek, kendisinin aldığı oyun ise Karayalçın ve Ateş'in aldığı oyların toplamından fazla olduğunu belirtti.

''Karayalçın'ın yeniden SHP Genel Başkanlığı için aday olma şansının olmadığını'' öne süren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, şunları kaydetti:

''Karayalçın, kendisini CHP'ye atacak ve siyasete öyle devam edecek. Baykal da CHP'de siyasete devam etmek istiyor. Her ikisinin de menfaatleri örtüştüğü için bir araya gelecekler. 2004 yılındaki yerel seçimlerde her iki taraf da birbirlerine karşı o kadar hücum eden atışmalardan sonra nasıl bir araya geliyorlar? Karayalçın, Baykal'ın kanatları altına girecek.''

Çankaya bölgesinde 17 bin 200 kişi arasında yerel seçimlere yönelik anket çalışması yaptırdığını bildiren Gökçek, ''Genel başkanım ve partim aday yaparsa ben Ankaralılardan eminim. Çankaya bölgesinde bile yaptırdığım anketlerde Melih Gökçek'in oy oranı yüzde 43'tür. Çankaya bölgesinden geçen seçimlerde yüzde 37 oy aldım'' dedi.

-''SUDA SAĞLIĞI TEHDİT EDİCİ UNSUR YOK''-

Kesikköprü'den Ankara'ya, 8 Mayıs 2008 tarihinden bu yana 45 milyon metreküp su verildiğini bildiren Gökçek, barajlarda kullanılabilir toplam su miktarının ise 70 milyon metreküp olduğunu söyledi.

Kesikköprü'den su getirilmemiş olsaydı barajlarda sadece 25 günlük suyun kalmış olacağını ifade eden Gökçek, her gün 850-900 bin metreküp su verildiğini ve yapılan çalışmalarla Ankara'nın 20 yıllık su ihtiyacının karşılandığını kaydetti. Gökçek, barajlarda su olmasına karşılık vatandaşların suyu tasarruflu kullanmalarını istedi.

''Kızılırmak'ta balık ölümleri olduğuna'' ilişkin iddialar konusunda çıkan haberlerin Ankaralılar üzerinde tedirginlik yarattığını kaydeden Gökçek, su sağlanan bölge ile balık ölümlerinin yaşandığı bölge arasında 80 kilometre olduğunu, verilen suda sağlığı tehdit edici bir unsurun bulunmadığını belirtti.

Bir gazetecinin, ''Vatandaşlardan, 'suların sarı akması' konusunda şikayetler geldiğini'' hatırlatması üzerine Gökçek, ''Ankara'da suyun sarı akması, vatandaşın evindeki depodan, su şebekesinin eskiliğinden ve sudaki sülfattan kaynaklanmaktadır. Sülfat oranı da Dünya Sağlık Örgütü'nün değerlerini geçmemektedir'' dedi.

-ÇANKAYA BELEDİYESİ'NDEKİ KASET İDDİALARI-

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, bir soru üzerine, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz hakkında çıkan kaset iddialarıyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmadığını, Eryılmaz'ın ''meslektaşı'' olduğu için tartışmanın içine girmediğini ve üzüldüğünü söyledi. Gökçek, aynı durumun kendi başına gelmesi durumunda istifa edeceğini bildirdi.

Gökçek, ayrıca oto galericilerin şehir dışına taşınmasına ilişkin yaptıkları çalışmaların sürdüğünü belirterek, Gölbaşı'nda oluşturulacak yerin planlaması için kaynak sıkıntısı çektiklerini söyledi. BOTAŞ'tan alacakları paraların gelmediğini belirten Gökçek, halen Karayalçın döneminden kalan borçları ve faizlerini ödediklerini, belediyelerin borçlanmalarına ilişkin bir ''Tahkim Yasası'' çıkmasının yarar sağlayacağını kaydetti.

Melih Gökçek, ''Belediyeler, bütçelerinin 1,5 katından fazla borçlanma yapmamalıdır. Bu konuda düzenlemeler getirilmelidir'' dedi.

Gökçek, kaynak sorunu nedeniyle metronun yapımında da sıkıntı yaşadıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak : AA

Murat Karayalçın Melih Gökçek'e rakip mi oluyor?



SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusunda ilginç bir çıkış yaptı: Bu işin SHP'si, CHP'si, DSP'si yok

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusunda, ''Ankara'yı bu yönetimden kurtarmak için nerede durmam gerekiyorsa orada duracağım, nerede olmam gerekiyorsa orada olacağım, nereye gitmem gerekiyorsa oraya gideceğim'' dedi.

Karayalçın, İnşaat Mühendisleri Odası Kongre ve Kültür Merkezi Teoman Öztürk Salonu'nda düzenlenen toplantıda ''SHP'nin Yerel Yaşam Programı''nı tanıttı.

Programa ilişkin bilgiler aktaran Karayalçın, daha sonra konuşmasına SHP Genel Başkanı sıfatıyla değil, ''Murat Karayalçın'' olarak devam edeceğini belirterek, yaklaşan yerel seçimler ve ''Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı'' konusundaki tartışmalara değindi.

''Mesele Murat Karayalçın'ın Ankara Anakent Belediye Başkanı adayı olması, olmaması, seçilmesi, seçilmemesi meselesi değildir'' diyen Karayalçın, şöyle konuştu:

''Mesele, sevgili kentimizin bu bilgisiz, bu beceriksiz, bu yetersiz, yeteneksiz yönetimden kurtulmasıdır. Ankara'yı bu yönetimden kurtarmalıyız. Mesele budur. Sevgili başkentimiz Ankara'yı bu yönetimden kurtarmak için nerede durmam gerekiyorsa orada duracağım, nerede olmam gerekiyorsa orada olacağım, nereye gitmem gerekiyorsa oraya gideceğim. Bunu nasıl yorumlarsınız bilmiyorum? Yeter ki Ankara'yı bu yönetimden kurtaralım. Acil görev budur, konuşulması gereken, tartışılması gereken acil görev budur.''

Ankara Büyükşehir Belediyesinin icraatlarını eleştiren Karayalçın, ''Sevgili Ankaralılar, bu yönetime son vermeliyiz, bu yönetimi başımızdan göndermeliyiz. Bu yönetimi gönderme işinin SHP'si, CHP'si, DSP'si yok. Bu yönetimi gönderme işinin hatta MHP'si, DP'si, Anavatan'ı da yok. Bu bizim boynumuzun borcu, bu bizim ortak görevimiz'' diye konuştu.

Yerel yönetimlerin önemine işaret eden Karayalçın ekonomik kriz, terör gibi öncelikli sorunlarda da yerel yönetimlerdeki yanlış uygulamaların etkisini görmenin mümkün olduğunu söyledi. Karayalçın, terörün önlenmesinin öteki önlemlerin yanında ülke topraklarında toplumsal barışın sağlanmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Karayalçın, bu çerçevede yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü anlattı.

SHP'nin yerel yönetimlere ilişkin programını da ayrıntılarıyla anlatan Karayalçın, Türkiye'nin kaldırım yüksekliğinden hava kirliliğine her alanda Avrupa Birliği standartlarına ulaşmasını hedeflediklerini ifade etti. Karayalçın, ''Hakkari'nin kentsel standartları, Helsinki'nin kentsel standartlarına taşınacaktır. Bu bir iddiadır, SHP'nin iddiası budur'' diye konuştu.

-SORULAR-

Karayalçın, toplantının yapılacağı salona gelişinde, gazetecilerin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusundaki sorularını yanıtlarken, partisinin dünkü Parti Meclisi toplantısında, yerel seçimlere katılma ve aday belirleme yöntemi konusunun görüşüldüğünü ancak kendisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olması konusunda bir karar alınmadığını söyledi. Karayalçın, ''Benim adaylığımla ilgili herhangi bir karar olmadı, olamazdı da zaten'' dedi.

Murat Karayalçın bu konuda başka bir siyasi partiden SHP'ye yönelik bir temasın olmadığını, kendilerinin de bu yönde bir girişimlerinin bulunmadığını bildirdi.

Karayalçın, ''Solun ortak adayı olması'' konusundaki soru üzerine şunları söyledi:

''Solun ortak bir aday çıkarması, seçimlerin kazanılmasını sağlayacaktır ama konuyu yalnızca dar kapsamlı bir biçimde değerlendirmenin doğru olmadığı kanısındayım. Ankara'nın birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bilgisiz, beceriksiz, yetersiz, yeteneksiz yönetimden kurtulmak için tüm Ankara bir araya gelmeli diye düşünüyorum.''

SHP Genel Başkanı Karayalçın, ''adaylık için partilerden teklif bekliyor musunuz?'' sorusuna ise ''Seçimlere girme kararı aldık, aday belirleme yöntemini ortaya koyduk, bizim bu doğrultuda herhangi bir girişimimiz olmayacaktır ama böyle bir gelişme bizim dışımızda ortaya çıkarsa biz de kuşkusuz bunun içinde yer alırız'' karşılığını verdi.

AA

CHP’de İstanbul için çok sürpriz isimler



Adaylık için, eski belediye başkanı Ali Müfit Gürtüna, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve eski ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir gibi isimlerin nabız yokladığı öğrenildi. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, son dönemde CHP’ye büyük bir yöneliş olduğunu söyledi. Tekin, “İstanbul’da iktidara yürüyoruz. İstanbul’da seçimi almamak için hiçbir sebep yok" diye konuştu.

CHP’de, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil başkanlığında oluşturulan yerel seçim komisyonu çalışmalarını hızlandırdı. Yerel seçimlerde izlenecek strateji, aday belirleme ve propaganda konusunda sık sık toplantılar düzenleyen komisyon çalışmalarını önümüzdeki günlerde sıklaştıracak.

İstanbul’a özel bir önem veren parti yönetimi ise İstanbul adayını “ince eleyip sık dokuyarakö seçecek. Ortaya çıkarttığı yolsuzluk dosyalarıyla gündem yaratan CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun adının İstanbul için sık sık gündeme getirilmesi örgütlerde heyecan uyandırırken, CHP dışında sürpriz isimlerin de adaylık için nabız yokladığı bildirildi. Adaylık için, eski belediye başkanı Ali Müfit Gürtüna’nın yanı sıra, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve eski Anap Genel Başkanı Ali Talip Özdemir gibi isimlerin de nabız yokladığı ileri sürüldü.

TEKİN: CHP EN HAZIR PARTİ

CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, CHP’nin İstanbul’da yerel seçimlere en hazır parti olduğunu ifade ederken, bu yöndeki çalışmalarının önümüzdeki günlerde hızlanarak devam edeceğini bildirdi. Tekin, ANKA’nın sorularını yanıtlarken, “Aday çalışmalarımız sürüyor. Çalışmamalarımız bitince sayın Genel Başkanımız Deniz Baykal tarafından açıklanacak. Öyle zannediyorum adaylarımız Kasım ayı içerisinde netleşirö dedi.

Tekin, adaylık için çok sayıda ismin parti ile diyalog içinde olduğunu belirtirken henüz kesinleşmiş isim olmadığına dikkat çekti. Kamuoyunda tanınmış bir çok ismin CHP ile anıldığının hatırlatılması üzerine Tekin, “İstanbul’da iktidara yürüyoruz. İstanbul’da seçimi almamak için hiçbir sebep yok. Arkadaşlarımızın çok ciddi çalışmaları devam ediyor. Bu kadar çalışan bir siyasi partinin iktidar olmaması için hiç bir sebep yok. Örgütler kenetlendi" diye konuştu. Tekin şunları söyledi:

"İKTİDARA YÜRÜYORUZ"

“İstanbul’la ilgili aday adayı talebi olan 9 kişi var. Dışardan da önemli arkadaşlarımız var. Son derece ehliyetli yetişkin isimler. İstanbul’un çok ciddi sorunları var. Son 15 yıllık AKP iktidarı döneminde sorunlar çığ gibi büyüdü, sorunlar çözülemez hale geldi. İstanbul’u dünyanın özlediği bir kent haline getirebilecek bir adaya ve kadroya ihtiyaç var. Kemal Bey, İlhan Bey de çok yakışır. O arkadaşlarımızın böyle bir talebi yok ama kamuoyunda tartışılıyor. Bunlar güzel şeyler. İstanbul’da iktidara yürüyoruz. İstanbul’da seçimi almamak için hiçbir sebep yok. İlk kez bir siyasi parti bugüne kadar yaptığım araştırmalara göre, yedi aydır İstanbul’un sorunlarıyla ilgili çalışmalar yapıyoruz.

ANKA
Belediye Seçimleri